Kobani’nin komşusu Suruç’ta referandum öncesi neler konuşuluyor?

ÇAĞIL KASAPOĞLU

Suruç’un Kobani sınırında muhteşem bir gün batımı vardır. Güneş, dalga dalga Kobani’ye düşerken hareli kızılı Suruç’un yeşil ovalarına vurur. Esiyorsa bir de, yol kenarındaki sarı çiçekler de katar kendini resme. Gün batımı, bu haliyle, tek bir coğrafya yaratır, sınırlar görünmez. Güneş’i bir olanın, kaderi de bir görülür buralarda…

Öyleydi de daha birkaç yıl öncesine kadar. Suruçlular, IŞİD’in 2014 yılı Eylül ayında kuşattığı Kobani’den kaçan akrabalarına, dostlarına kapılarını açtı, yardım etti. Sınır burada ayırmaz, birleştirirdi.

Bir yakada Türkiye bayrağı, birkaç metre ötesinde ise, Suriye’nin kuzey sınırında, Kürt nüfusun yaşadığı Rojava bölgesinin fiili yönetimini elinde bulunduran TEV-DEM’in (Demokratik Toplum Hareketi ) sarı, kırmızı, yeşil bayrağı dalgalanıyor.

SURUÇ FOTO

Kobani’yi avcunun içi gibi bildiğini söyleyen fakat artık yalnızca parmağıyla tanıdık mahalleleri gösteren Suruçlu “Artık geçilmez buralardan, geçersen de ya PKK’lı diye görülürsün, ya da FETÖ’cü” diyor. Sınırın diğer tarafında da seyreden araçlar, kurumaya bırakılan çamaşırlar, sokaklarında koşuşturan çocuklar görülüyor.

Suruçlu için artık ‘savaştan öncesi ve savaştan sonrası’ var.

Continue reading “Kobani’nin komşusu Suruç’ta referandum öncesi neler konuşuluyor?”

Direnenlere…

217b

Çağdaş Gazeteciler Derneği 2014 Yılının Başarılı Gazeteciler Ödülü’nü ‘Kobani sınırından izlenimler’ haber dizisiyle İnternet Medyası dalında aldık…

ÇGD’ye tekrar teşekkür eder, diğer tüm meslektaşlarımı da kutlarım…

Bana, yaşananları sahada izleme fırsatı tanıyan BBC Türkçe editoryal ekibine de bu vesileyle tekrar teşekkür etmek isterim…

Ödüle layık görülen haberlere bu link’ten ulaşabilirsiniz:

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/02/150201_kasapoglu_odul

ÇGD’nin ödüle değer gördüğü diğer çalışmaların listesi de burada:

http://www.cgd.org.tr/index.php?Did=347&Page=1

Kobani sınırında tanık olduklarımı aktarmak oldukça güçtü…

Bu ödülü de savaşın yarım bıraktığı hayatlar, her türlü zulüm ve baskıya direnen, boyun eğmeyenler adına kabul ettim…

1796684_10152619431226470_8610176132766080082_n

Kobani ağırlaşıyordu…

Arada yok olmak iyi geliyor, dinlendiriyor… Hatta hafifletiyor. Temizliyor.

Anlatılmayı bekleyen hikayelerin sabırsızlığına yenilince tekrar görünür oluyor yazar…

Bunlar aramızda kalsın… Ama Suruç ve Kobani sınırında gördüklerimi, duyduklarımı, hissettiklerimi uzun süre kendime saklamak istedim. Çünkü benimle sır verir gibi konuştular…

Battle for Kobani

Yardım için dağıtılan yemek sırasına girmek istemediklerini dimdik durarak söylediler… Yanlarında ise her bir taneciği sayılarak çaydanlığa konulan Suriye çayı vardı. Biraz ileride de yarısı yenmiş bisküvilerin, daha sonra yenmek üzere tülbente sarılı bekletilen diğer yarıları duruyordu.

Continue reading “Kobani ağırlaşıyordu…”

YPJ’linin annesi: ‘Kızımı sarı saçlarından tanıdım’

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Suruç (22 Ekim 2014)

Sedat Suna / EPA
Sedat Suna / EPA

Suruç’ta kullanılmayan ambarların, dükkanların çoğunda Kobani’den kaçan Suriyeli Kürtler kalıyor.

Dört duvar arasına sıkışan kalabalık Abdül ailesinin on birinci çocukları da işte böyle bir ambarda dünyaya geldi.

Gazete kağıtlarıyla kaplı camların içinde, çıplak duvarlarına üç beş kıyafetlerini astıkları bu geçici yuvalarında doğan bebeklerine Kürtçe’de ‘evsiz’ anlamına gelen Bewar adını verdiler.

Hacer Abdül, dokuz çocuğu ve karnında Bewar’la Suruç’a geleli yaklaşık 20 gün olmuş.

Hacer’in bir de 16 yaşında kızı var. “Çok cesur, IŞİD’in aylar süren zulmünden hiç korkmayan bir kız”.

Ama Hacer, 16 yaşındaki kızı Hennan’dan IŞİD’e karşı kadınlardan oluşan halk savunma gücü YPJ’ye katıldığından beri, yani 3 aydır haber alamamış. Ta ki… Doğum sancısı başlayıp Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırılana kadar.

‘Hissetmiştim’

“Yalancı sancıymış, ben doğum yapacağımı sanıyordum. Hemen hastaneye götürdüler, serum taktılar. Çok yaralı vardı. Kalabalıktı. İçimde onu göreceğime dair bir his vardı. Herkesi kapıdan sokuyorlardı. Biri de sedye üzerinde asansörle çıkarıldı. Uzaktan, sadece sedyeden sarkan sarı saçları gördüm.”

“Etrafı çok kalabalıktı, ama kokusu içime girdi. Kokusundan benim kızım olduğunu hissettim. Hemen serumu attım, bakmak için ona doğru gidiyordum. Tam o sırada o da beni gördü… ‘Anneee (Mammaa)’ diye bağırdı. Çok ağladım, çok ağladık.”

Continue reading “YPJ’linin annesi: ‘Kızımı sarı saçlarından tanıdım’”

Suruç köylerinde öldürülen koyunlar, sınırı geçmeyi bekleyen ekmekler

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Suruç (20 Ekim 2014)

141019224438_coban_ve_koyunlar_624x351_bbc_nocredit

Suriyeli Kürt çoban Hamma, Kobani’den geçeli 10 saatten az olmuş.

Suruç’un sınıra yakın olan “Tokçalı”, Kürtçe adıyla “Harbeşiş” köyünden gelen çoban, onlarca koyunuyla bekleşiyor.

Suruçlu arkadaşımla yanaştığımızda önce, “Koyunlarımı satın almaya geldiler” diyor çevresindeki köylülere. Aslında kendisi de koyunlarının, sınırın bu tarafında ederini bilmiyor. Köylüler 350 Türk Lirası eder tanesi diyor. Sınır geçişine izin verilmediği için bir aydır sınırda bekletilmişler.

Hamma, gece karanlığında nasıl geçtiklerini anlatıyor: “Koyunların arasında, yerde çamurda süründüm, yürüdüm. Türkiye tarafından asker ateş açtı, sekiz koyunum öldü, üçünü de yolda çaldılar.”

Kobani’nin çevre köylerinden gelen Hamma’nın buğday tarlaları, arazileri gözünün önünde bombalanmış. Karısı Ceyli ve birkaç çocuğuyla, koyunlarını güderek sınırı geçmiş.

Gece üstlerinde ne varsa onunla uyumuşlar. Az ötede yerdeki battaniyeleri gösteriyor ve en azından bu gece üzerlerini örtebileceklerini söylüyor. Köylüler, çamurlara bulanmış çıplak ayaklarıyla sınırı geçen Hamma’ya bir çift de terlik vermişler.

Continue reading “Suruç köylerinde öldürülen koyunlar, sınırı geçmeyi bekleyen ekmekler”

Suruç tepelerinde ‘savaşın silueti’

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Suruç (19 Ekim 2014)

Sedat Suna / EPA
Sedat Suna / EPA

Tepenin hem Kobani’yi, hem de Kobani’nin batı köylerini rahat gören bir kayanın üstünde tek başına oturan bir Suriyeli, “Bak burası benim evim” diyor.

Kobani’nin içindeki o evin önünden de arkasından da dumanlar yükseliyor. Biraz önce hava topu saldırısı düzenlendi gösterdiği yerin dibinde.

Daha sonra Batı tarafını gösteriyor, otomobillerin ve kamyonların olduğu yeri.

Suriye kısmında bekleyenlerden biri ailesiymiş. Uzun uzun oturdu tek başına, kimseyle konuşmadı. Amca oğlu, amca kızı ve kardeşinin kızı YPG saflarında IŞİD’e karşı savaşırken ölmüş. IŞİD ‘biraz uzaklaşsa evine geri dönecek.’

Elinde su ve meşrubat şişeleri var. Onları sınırın Suriye tarafında otomobillerin bulunduğu yerdeki ailesine götürecekmiş.

“Ama sınırda geçişe izin verilmiyor? Nasıl geçeceksin?” diye sorduğumda “Bulurum ben bir yol” diyor ve tepenin eteklerindeki fıstık ağaçlarına doğru yürüyüp gidiyor.

Continue reading “Suruç tepelerinde ‘savaşın silueti’”

Suruç’ta tedavi gören YPG’li: ‘İyileşip Kobani’ye döneceğim’

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Suruç (19 Ekim 2014)

141018135959_us_airstrike_syria_kobane_turkey_border_624x351_reuters_nocredit

Kobani’de IŞİD’le Kürt güçler arasında devam eden çatışmalarda yaralanan bazı YPG’liler (Halk Savunma Birlikleri) Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde tedavi görüyor.

Suruç Devlet Hastanesi’nde görüştüğüm 19 yaşındaki bir yaralı, YPG’liler tarafından Mürşitpınar sınır kapısına bırakılmış, oradan da ambulanslarla Suruç’a getirilmiş.

İyileşince Kobani’ye geri döneceği için güvenlik gerekçesiyle kimliğini gizli tutmak istiyor.

Continue reading “Suruç’ta tedavi gören YPG’li: ‘İyileşip Kobani’ye döneceğim’”

Diyarbakırlı genç: Kardeşiz ama ezildiğimiz bir gerçek

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Diyarbakır (15 Ekim 2014)

141016113240_diyarbakir_soldiers_624x351_afp

“Biz artık her yerde ikinci sınıf olduk” dedi Diyarbakır Bağlar’daki genç. Yalnızca ikimizdik masada, bir de kayıt cihazı. Diğer mahalle sakinlerinin arasından ayrılıp ayrı bir yere oturmamızı rica ettiğinde söyledi bunu… İsmini vermedi. Mahallenin ağabeylerinden sakladığı ama kayıt cihazıma girmesini istediği sözler…

“İstanbul’da olsun, Antalya’da, İzmir’de olsun… Büyük yerlerde işe gittiğimizde veya iş aradığımızda bizi hep ikinci sınıfa koydular. Askerde de öyle, karakolda. Bizde büyük bir etki kaldığı için ve hala çektiğimiz için dile getirdim.”

“Biz aslında ne kadar ayrı olsak da hepimiz kardeşiz, istesen de bizden ayrılamazsın. Bu bir gerçek. Ama ezildiğimiz de bir gerçek.”

Çözüm sürecinin ise yalnızca ‘silahların susması’ olarak görüldüğünden yakınıyor ve ‘Ne eğitim var ne de iş” diyor.

Bu sözler aslında Diyarbakır’da öfkenin biriktiği sokakların sesini de yansıtıyor.

Kentte, bir yanda Hevsel Bahçelerine tepeden bakan Kırklar Bağı semtindeki lüks yapılar, bir yandan da Balıkçılarbaşı ve İskenderpaşa mahallelerinin ara sokaklarında sıkışan yoksul hayatlar var.

Akşam saatlerinde dolaştığım o dar sokaklarda biriken çöpler ve hemen hemen her dükkanın kepenklerini sıyıran kurşun izleri dikkat çekiyor.

Continue reading “Diyarbakırlı genç: Kardeşiz ama ezildiğimiz bir gerçek”

Diyarbakır Hüda Par: Meşru müdafaayı tavsiye ettik

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Diyarbakır (12 Ekim 2014)

141012085732_cagilkasapoglu_624x351_cagilkasapoglu

Diyarbakır’da Kobani’ye destek için düzenlenen eylemlerde çıkan çatışmalarda 12 kişi hayatını kaybetti. Kentte çatışanların 1990’lı yılların Hizbullah hareketinden doğan Hür Dava Partisi’nin (Hüda Par) destekçileri ve PKKlılar arasında çıktığına dair haberler yayımlandı.

Hüda Par ise bu haberlere tepkili. “Çatışma değil, saldırı oldu” diyen Hüda Par Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu karşılık verenlerin ise “meşru müdafaa hakkı kullanan, parti ve dernek üyeleri olduğunu” söyledi.

Şeyhmus Tanrıkulu, Diyarbakır’da BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.

Diyarbakır’da Kobani eylemleri nasıl şiddete dönüştü? Karşı karşıya gelenler kimdi?

Olaylar (Halkların Demokratik Partisi) HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Kobani meselesini bahane ederek halkı, kendi tabanını sokağa çağırmasıyla başladı. Sokağa çıkanlar aklı selim değil, aksine çapulcu, çete, etrafı yağmalayan, talan eden, hak hukuk tanımayan kişiler. Sokak eylemleriyle halkımızın canına malına kast etmeye, talan etmeye başladılar. Öldürdüler, yaktılar, yıktılar. Fakat sokağa çıkanların hiçbir şekilde Kobani’yle alakaları olmadığı gibi, yapmış oldukları bu eylemler ile tamamen Hüda Par’ı, il ve ilçe teşkilatlarını, İslami sivil toplum kuruluşlarını ve camileri hedef aldılar.

Continue reading “Diyarbakır Hüda Par: Meşru müdafaayı tavsiye ettik”

Diyarbakır’da huzur ‘Kobani’ye bağlı’

Çağıl Kasapoğlu – BBC Türkçe, Diyarbakır (11 Ekim 2014)

141011102612_dbakir_cagil_3_624x351_v_nocredit

Diyarbakır’da HDP’nin Kobani’ye destek için ‘Sokağa çıkın’ çağrısı yapmasının üzerine kentte yaşanan çatışmalar, ardından tankların konuşlanması ve nihayetinde de sokağa çıkma yasağı uygulanması kent sakinlerine 12 Eylül darbe dönemini anımsatıyor.

Yasağın kalkmasıyla kent günlük akışına devam etse de, artık köşe başlarında tanklar, tankların üzerinde bir sağa bir sola çevrilen namlular ve polis araçları ‘Cobra’ları da görmek de o akışın kimilerine göre ‘daimi’ parçası oldu.

Kentte, endişe havası hakim, “Burada artık ne zaman ne olacağı belli olmaz” diyorlar.

Kobani için sokağa çıkmak da Diyarbakırlılar için meşru ve haklı bir eylem olarak görülüyor.

Zira, mesele Kobani ve Suriye’nin kuzeyi (Kürtçe’de Batı Kürdistan) Rojava olduğunda burada Kürt toplumunun kardeşliği “Serhat-Binhat” (bölgede hattın üstü – hattın altı) ‘birdir’ şeklinde ifade ediliyor.

Kobani’ye de koridor açılması burada sıkça dile getirilen taleplerin başında geliyor.

Continue reading “Diyarbakır’da huzur ‘Kobani’ye bağlı’”