Suruç’un Kobani sınırında muhteşem bir gün batımı vardır. Güneş, dalga dalga Kobani’ye düşerken hareli kızılı Suruç’un yeşil ovalarına vurur. Esiyorsa bir de, yol kenarındaki sarı çiçekler de katar kendini resme. Gün batımı, bu haliyle, tek bir coğrafya yaratır, sınırlar görünmez. Güneş’i bir olanın, kaderi de bir görülür buralarda…
Öyleydi de daha birkaç yıl öncesine kadar. Suruçlular, IŞİD’in 2014 yılı Eylül ayında kuşattığı Kobani’den kaçan akrabalarına, dostlarına kapılarını açtı, yardım etti. Sınır burada ayırmaz, birleştirirdi.
Bir yakada Türkiye bayrağı, birkaç metre ötesinde ise, Suriye’nin kuzey sınırında, Kürt nüfusun yaşadığı Rojava bölgesinin fiili yönetimini elinde bulunduran TEV-DEM’in (Demokratik Toplum Hareketi ) sarı, kırmızı, yeşil bayrağı dalgalanıyor.
Kobani’yi avcunun içi gibi bildiğini söyleyen fakat artık yalnızca parmağıyla tanıdık mahalleleri gösteren Suruçlu “Artık geçilmez buralardan, geçersen de ya PKK’lı diye görülürsün, ya da FETÖ’cü” diyor. Sınırın diğer tarafında da seyreden araçlar, kurumaya bırakılan çamaşırlar, sokaklarında koşuşturan çocuklar görülüyor.
Suruçlu için artık ‘savaştan öncesi ve savaştan sonrası’ var.
Continue reading “Kobani’nin komşusu Suruç’ta referandum öncesi neler konuşuluyor?”