Sezgin Baran Korkmaz, SBK Holding ve iş ilişkileri hakkında neler biliniyor?

Sezgin Baran Korkmaz

Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe

Bu haber BBC Türkçe’de yayınlanmıştır.

SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz’ın bütün malvarlıklarına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından el konma kararı alındığı haberi üzerine Korkmaz’ın ABD ve Türkiye’deki iş dünyasıyla bağlantıları gündeme geldi.

Şirketine adının baş harflerini veren Sezgin Baran Korkmaz, sosyal medya platformlarında sıklıkla Türkiye ve farklı ülkelerde yardım faaliyetleriyle ilgili paylaşımlar yapan, özel jetiyle birçok farklı ülkeye kısa, hızlı ziyaretlerde bulunan, Türkiye’de de birçok küçük firmayı bünyesinde bulunduran bir iş insanı.

Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlıklarına el konulduğu haberini ilk olarak 9 Ekim’de Sözcü gazetesinden Hayati Arıgan duyurdu. Kararın, ABD ile Türkiye arasında bir dizi inceleme sonucunda alındığı bildirildi.

Anadolu Ajansı da 10 Ekim’de bireysel ve şirket hesaplarına “tedbir kararı verildiğini” belirttiği Korkmaz’ın yurt dışına çıkışının yasaklandığını duyurdu.

Korkmaz ve SBK Holding’in adının hangi soruşturmalarda geçtiğini ve iş dünyası ile ilişkilerini açık ve resmi kaynaklardan inceledik.

Hakkındaki iddialar, davalar ve haberlerle ilgili olarak Sezgin Baran Korkmaz’ın görüşlerini almak istedik. Ancak Korkmaz görüşme taleplerimize yanıt vermedi.

Korkmaz, 16 Ekim Cuma günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Türkiye’ye yatırımın gelmesi ve gelmeye devam edeceği düşüncesi birilerini çok rahatsız etmiş olmalı ki, hepsi bir ağızdan gelen sermayeyi şaibeleştirmeye çalışıyor. Not: Gelen her kuruş sermaye Amerikan otoritelerinin ve bankalarının izni ile gelmiştir” dedi.

Continue reading “Sezgin Baran Korkmaz, SBK Holding ve iş ilişkileri hakkında neler biliniyor?”

Türkiye’nin Afrika politikası: Açılımdan ‘nüfuz arayışına’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Ocak'ta Senegal'e gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Ocak’ta Senegal’e gitti.

Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe

Bu haber BBC Türkçe’de yayımlanmıştır.

Somali on yıllar boyunca açlık ve sefaletle boğuşurken, 18 Ağustos 2011’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sanatçılar, siyasetçiler ve yardım kuruluşlarıyla başkent Mogadişu’ya düzenlediği ziyaret, ülkenin kalkınması ve Türkiye’nin de Afrika’da atacağı adımlar açısından en önemli gelişmelerinden biri olarak tarihe geçti.

Bugün Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu Açılış Oturumu’nda konuşan Erdoğan, Eş Şebab örgütünün faal olduğu başkenti, Afrika dışından son 20 yıl içinde ziyaret eden ilk lider oldu. Bu ziyaret ve ulaştırılan insani yardımlar Türkiye’nin ülkede ve kıtada daha belirgin ve etkili bir aktör olmak istediğinin de göstergesiydi. Somali’de şimdi Türkiye’nin büyük bir askeri üssü ve hastanesi var. Mogadişu Havalimanı işletmeciliği de Türk şirketlerde.

Afrika Boynuzu ile başlayan insani yardım hareketini kıta genelinde önce ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi daha sonra da jeopolitik menfaatler ile nüfuz arayışı izledi.

Bazı gözlemciler Türkiye’nin kıtadaki varlığını “yeni Osmanlıcı siyasetin parçası” olarak görürken, Türkiye ise “Afrika halkının yanında, eski sömürgeci anlayışa karşı yerel halkın yanında yer alan bir siyaset izlediğini” söylüyor.

Continue reading “Türkiye’nin Afrika politikası: Açılımdan ‘nüfuz arayışına’”

Alex Saab: Gözaltına alınan Venezuela ve Kolombiya vatandaşı iş insanı kimdir, Türkiye’deki şirket neden ABD’de soruşturuluyor?

ABD Adalet Bakanlığı tarafından geçen yıl Temmuz ayında “ kara para aklamakla ” suçlanan Venezuela ve Kolombiya vatandaşı iş insanı Alex Nain Saab, Cuma günü Afrika’daki ada ülkesi Cabo Verde’de (Yeşil Burun Adaları) yakalanıp gözaltına alındı. 

Saab’ın adı Venezuela ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynayan ve “altın-gıda-İran yakıtı” ticaretinin temelini atan isimler arasında geçiyordu. 

Türkiye ise “ABD’nin yaptırımları nedeniyle özel sektör ve kurumlarca alınan kararların, ticari ve Türkiye-Venezuela ilişkilerinden bağımsız olduğunu” söylüyor.

Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın (Interpol) “kırmızı bültenle” aradığı 48 yaşındaki Saab’ın, içinde bulunduğu uçağın “yakıt ikmali” yapmak için Batı Afrika ada ülkesi Cabo Verde’ye indiği sırada gözaltına alındığı bildirildi.

Saab’ın güzergahı konusunda çelişkili ifadeler var. Bazı kaynaklarda Saab’ın İran’ın başkenti Tahran’dan Venezuela’ya gitmekte olduğu iddia edilirken, başka bazı kaynaklarda seyahatinin tam tersi yönde olduğu öne sürüldü. 

Continue reading “Alex Saab: Gözaltına alınan Venezuela ve Kolombiya vatandaşı iş insanı kimdir, Türkiye’deki şirket neden ABD’de soruşturuluyor?”

Elif Şafak ile yazarlık, Türkiye ve demokrasi üzerine söyleşi

 

  • Haber: Çağıl Kasapoğlu
  • Kamera: Osman Kaytazoğlu, Ege Tatlıcı, Neyran Elden
  • Kurgu: Ege Tatlıcı

BBC News Türkçe
Yazar Elif Şafak, Türkiye’de gazeteci, sanatçı, yazar ve akademisyenler için hayatın zorlaşmasını değerlendirirken “Çünkü çok büyük bir antidemokratik, hukuksuzlukların, haksızlıkların yaşandığı bir tünelden geçiyoruz biz” dedi.

Şafak, “Kelimeyle iştigal eden herkes için çok zor ortam. Musa Kart gibi önde gelen çizerlerimizden, sanatçılarımızdan biri yeniden hapse atılabiliyorsa, bütün sanatçılar için ortam çok zor” görüşünü dile getirdi.

İktidardaki ilk yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi’ne destek verdiği gerekçesiyle zaman zaman eleştirilen Şafak, “Bu parti iktidara ilk geldiği zaman demokratik reformlar vadederek geldi ve o vaatlerin her biri de önemliydi. O dönemki söylemle daha sonra yaşadığımız şey arasında muazzam bir fark var” diye konuştu.

‘Ekrem İmamoğlu’na büyük haksızlık yapıldı’

Türkiye’de sivil toplumun ve basın özgürlüğünün zayıflamasıyla demokrasinin ‘yalnızca seçim sandığında’ arandığını ifade eden Şafak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin iptal edilmesinin de CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na ‘büyük bir haksızlık olduğunu’ söyledi:

“Geriye bir tek seçim sandığı kaldı, şimdi o seçimler de iptal ediliyor. Dolayısıyla ben büyük endişe duyuyorum, üzüntü duyuyorum. Ve sanatçılar olarak konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.”

Continue reading “Elif Şafak ile yazarlık, Türkiye ve demokrasi üzerine söyleşi”

Suudi Cemal Kaşıkçı: ‘İktidar mücadelesinde kaybolan gazeteci’

Suudi Arabistan Başkonsolosluğu(Fotoğraf: AFP)

Çağıl Kasapoğlu
BBC Türkçe

BBC Türkçe

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na 2 Ekim’de girdiğinden bu yana kendisinden haber alınamayan Cemal Kaşıkçı’nın arkadaşları, Suudi gazetecinin Riyad’daki iktidar mücadelesinin ortasında kalmış olabileceğini söylüyor.

Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’dan geçen yıl ayrılarak ABD ve Türkiye’de yaşamaya başlamıştı. Ama Suudi Arabistan’da geçirdiği son yıllarda adeta Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın “elini ensesinde” hissediyordu.

Bu sürece varan olaylar dizisini arkadaşları ve tanıdıkları BBC Türkçe‘ye anlattı.

Suudi Arabistan’ın Filistin politikasını eleştirdi

Kaşıkçı, kaybolmasından birkaç gün önce, 29 Eylül Cumartesi günü de Middle East Monitor adlı sivil toplum kuruluşunun düzenlediği Filistin Konferansı’na katılmak üzere Londra’daydı.

“Oslo Anlaşması’nın 25. Yılı: Tutulmayan Sözlerin Mirası” başlıklı konferansta Filistin davasına destek için bulunan Kaşıkçı, burada da Suudi Arabistan’ın Filistin meselesine yaklaşımını eleştiriyordu.

Cuma günü Londra’ya uçmuş, Cumartesi konferansa katılmış ve BBC’de bir radyo programına konuk olmuş, Londra’da soğuk algınlığı nedeniyle Pazar günü dinlenmiş, Pazartesi günü İstanbul uçağına binmeden önce de günün büyük bir kısmını 25 yıllık dostu akademisyen Azzam Tamimi’yle geçirmişti.

Continue reading “Suudi Cemal Kaşıkçı: ‘İktidar mücadelesinde kaybolan gazeteci’”

Türkiye ve Venezuela neden yakınlaştı?

Erdoğan ve Maduro

LINK: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45162491

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye ile Venezuela arasındaki dış ticaret hacmi yılın ilk 5 ayında 892,4 milyon dolara ulaştı.

Aynı dönemde Venezuela’ya ihracat 58 milyon 167 bin dolar, Venezuela’dan Türkiye’ye yapılan ithalat da 834 milyon 232 bin dolar olarak kaydedildi.

Yılın 5 ayında ulaşın ticaret hacmi her ne kadar Türkiye’nin ticaret hacminin küçük bir oranını temsil etse de, iki ülke arasında son 5 yıldaki toplam ticaret hacmini geride bırakan bir ivme görüldü.

Türkiye’nin 2017’de ihraç ettiği ürünler arasında, buğday unu, makarnalar, sabunlar, bebek bezi, hijyenik ürünler, ağız ve diş sağlığını korumaya mahsus müstahzarlar, işlenmiş mermer, Ayçiçek yağı, traş müstahzarları yer aldı.

Venezuela’dan ithal edilen ürünler arasında da, kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, inciler, taklit mücevherler, metal paralar, mineral yakıtlar ve yağlarda bunların damıtılmasıyla elde edilen ürünler, mineral mumlar, demir ve çelik ürünler var.

Continue reading “Türkiye ve Venezuela neden yakınlaştı?”

Türkiye’den kaçan yüzlerce Gülen Cemaati üyesi Selanik’te

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra açılan soruşturmalar, davalar ve haklarında çıkarılan yakalama kararları nedeniyle Türkiye’yi terk eden, aralarında 8 askerin de bulunduğu yüzlerce Fethullah Gülen Cemaati üyesi Yunanistan’a kaçıp iltica başvurusunda bulundu.

İnsan kaçakçıları aracılığıyla Meriç Nehri üzerinden veya Akdeniz’de sürat teknesiyle Yunan topraklarına geçen bazı Gülen Cemaati üyeleri Selanik için “Yeni evimiz” diyor.

Haklarında Türkiye’de soruşturma açılmasına ve yakalanma kararı olmasına rağmen Yunanistan, Türkiye’nin iade taleplerini reddediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atina ziyareti sırasında Yunan yetkililere seslenip, darbe girişimi sonrası Yunanistan’a sığınan 8 askerin de iade edilmesi talebini yineledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Ekim ayında Yunanistan’a kaçan Cemaat üyelerini gündeme getirip darbe girişiminden sonra Yunanistan’a sığınmacı olarak başvuranların sayısının 955 olduğunu söylemişti.

Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın FETÖ’cüler için adeta bir sığınma üssü olmasını arzu etmeyiz. Dolayısıyla bu başvuruların titizlikle değerlendirileceklerini ve Yunanistan Anayasası’na ve yasalarına göre değerlendirileceklerine, hainlere prim vermeyeceklerine inanıyoruz” diye konuştu.

Ama Selanik’te BBC’ye konuşan Gülen Cemaati üyeleri, darbe girişimi sonrası açılan “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” soruşturmaları kapsamında işkence ve gözaltında kötü muameleden korktukları için ülkeyi terk ettiklerini, kendilerine yöneltilen “terör örgütü üyesi olma” suçlamalarını kabul etmediklerini söylüyorlar.

Continue reading “Türkiye’den kaçan yüzlerce Gülen Cemaati üyesi Selanik’te”

Gaziantep Beybahçe’de yas: ‘Her gece oğlumun görüntüsü gözümün önünde’

Haberin BBC Türkçe sayfasında yayınlanan videosu için tıklayın.
5 Nisan 2017
Gaziantep
Video-haber: Çağıl Kasapoğlu

Gaziantep’in Beybahçe mahallesi yaralı. Kanıyor gibi hala. Hafızaların hantallığında yok olmaktan korkuyor.

Kentin çarşı pazarında, parklarında hararetli referandum tartışmaları yaşanırken bu mahalle ise, geçen yıl 20 Ağustos’ta kına gecesini hedef alan canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren 40’ı çocuk, 56 kişinin sessiz sessiz yasını tutuyor.

Ağırlıklı olarak Siirt Pervari’den, Şanlıurfa’dan, Şırnak, Van’dan göç alan mahallenin dar yokuşlarında, toplanan kadınlar Antep fıstığı kırıyor, çoluk çocuk da top ve çakıl taşı peşinde oynuyor.

Continue reading “Gaziantep Beybahçe’de yas: ‘Her gece oğlumun görüntüsü gözümün önünde’”

IŞİD neden Adıyaman’da örgütlendi?

Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırılarının ardında Adıyaman’da konuşlu bir IŞİD hücresinin olduğunun ortaya çıkması, kentin de adının sık sık örgütle ve radikal İslam’la anılmasına neden olmaya başladı.

Fakat Adıyaman halkı ve kanaat önderleri ‘Dokumacılar grubu’ olarak da bilinen bu IŞİD hücresiyle anılmaktan rahatsız.

Özellikle de IŞİD’lilerin toplandığı ve üç ay açık kaldıktan sonra belediye tarafından kapatılan İslam Çay Ocağı çevresindeki esnaf.

Çay ocağının kapatılmasının ardından bir tabelacının da kısa bir süreliğine kiraladığı yer şimdi ise devren satılık.

Karşısındaki çay ocağında oturanlar, “Gazeteciler eksik olmuyor, bıktık artık. Biz IŞİD’le anılmak istemiyoruz. Burayı da artık başka birinin tutacağını, satın alacağını sanmıyoruz” diyorlar.

Komşular: Şüphelenmedik

İslam Çay Ocağı’nın açık olduğu üç ay boyunca şüphelenilecek bir durum hissetmediklerini söylüyorlar.

İsimlerini vermek istemeyen mahalle sakinleri gördüklerini anlatıyor:

“Bize ne çay verirlerdi, ne de satarlardı. Sadece üyeleri girer, çaylarını kendileri yapar kendileri içerlerdi. Bir de değişik kitaplar okurlardı. Zaten gündüz bir iki kişi olurdu. Biz kahveyi öğleden sonra 5 gibi kapattığımızda onlar gelirdi. Geceleri toplanırlardı. Sakallısı da vardı sakalsızı da.”

Basında, çay ocağında IŞİD bayraklarını temsil eden semboller olduğu ve cami minberi bulunduğunu gösteren fotoğraflar yer almıştı.

Burayı ziyaret edenlerden biri de Diyabakır’da 5 Haziran’daki HDP mitinginde 4 kişinin öldüğü bombalı saldırının faili olarak tutuklanan Orhan Gönder.

Continue reading “IŞİD neden Adıyaman’da örgütlendi?”